GIDA Terörü – Sağlık

Neredeyse her hafta bir gencin kalp krizinden öldüğü haberi. Ünlülerin “DİYETİSYENİ”nin 30 yaşında kalp krizinden ölmesi. İngiltere’nin yarısının kanser olması.. Herhalde insanların yediğine içtiğine dikkat etmesi gerektiğine yeterli kanıt?

Demek ki neymiş? Eşcinsellik hastalıkmış! Cinsiyet Sorunu Şeffaf Plastik Diyabet katkı maddleri ilişkisi – Oytun Erbaş – Aşıların Karanlık Yüzü HPV`nin Gizli Tehlikesi Bilmeniz Gereken Her Şey!

Ekmeğin Faydaları (Glüten zararı) Vejetaryen safsatası – CNN TÜRK Masası 22 02 2020 Canan Karatay

Tuz Ekmek Şeker bağımlığını keser | Canan Karatay | Hafta Sonu 17 12 2017 CNNTURK | Yemeğe tuz ile başlamak sünnettir – Mızraklı İlhimal 23. bölüm.

Bağırsak beyin beslenme ilişkisi Otizmi paça çorbasıyla iyileşitren Dr Natasha Campbell McBride

Hazır yiyecekler ve şeker sigaradan daha zararlı

Hazır yiyeceklerin, sigaradan daha ölümcül olduğunu ortaya koyan araştırma, İngiltere’de yapıldı. Bilimsel çalışmaya göre cips, fast food ve tatlılar hastalıkların ve ölümün temel nedenini oluşturuyor.
İngiltere’de bu tür gıdalarla bağlantılı ölümlerin oranı yüzde 10.8 iken, sigaranın neden olduğu ölümlerin oranı 10.7 olarak belirlendi.
Bilim insanları, kötü beslenmenin, hastalıkların görülmesinde en önemli faktör olduğunu vurguluyor.
İlkokulu bitiren beş çocuktan birinin obez, 3 yetişkinden ikisinin de aşırı kilolu olduğuna dikkat çekiliyor.
“ÇOCUKLARI ÇİKOLATA, ŞEKER VE GAZLI İÇECEKLERDEN UZAK TUTUN”
Bilim insanları, sağlıklı bir yaşam için sigara alışkanlığından vazgeçilmesini, sağlıklı beslenilmesini ve egzersiz yapılmasını öneriyor.
Sağlıklı bir nesil için çikolata, şeker ve gazlı içecekler gibi ürünlere vergi getirilmesi ve boyutlarının küçültülmesi de talep ediliyor.
Sugar is poison

Tüm hastalıklara, dertlere devâ reçete / Cafer Bayazıt Yıldırım 71Nuh: 10- “Gelin, dedim, Rabbinizin sizi bağışlamasını isteyin. Çünkü o çok bağışlayıcıdır.” 11- “Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın.” 12- “Mallar ve oğullar vererek sizin imdadınıza koşsun. Sizin için bahçeler yapsın, ırmaklar yapsın. 13- “Niçin siz Allah’a bir vakar yakıştıramıyorsunuz?

İsrail’de neden kanser yok? Doğru tedavi ve silah firmalarından farkı olmayan ilaç firmaları

Çağın Silahı GIDA ve sağlık (C046) Cumartesi Sohbetleri – Kemal Özer 08.12.2012

Kalp uzmanı Canan Karatay’dan sağlıklı beslenme, obezite, diyabet vs. hakkında çok önemli tavsiyeler. Bunu Konuşalım (22 Şubat Cuma-Tek Parça)

Hastalıklarla mücadelede beslenmenin önemi
Dizdar genelde Canan Karatay’la hemfikir olsa da farklı fikirleri de var. Her zaman farklı bir bakış açısı iyidir
Onkoloji Doktoru Yavuz Dizdar, hastalıklarla mücadelede beslenmenin önemini anlattı. Dizdar, rafine yiyeceklerden uzak durulması gerçeğinin altını bir kez daha çizdi. Dizdar’a göre 25-30 yıl öncesine göre başta tereyağı ve peynir olmak üzere süt ürünleri ve şekerin yapısı değişti. Yavuz Dizdar ekmek konusunda da uyarılarda bulundu. Dizdar bir çok firmanın ekmeği mayalanma işlemine tabi tutmadan katkı maddeleri ile ürettiğini ve bu ekmeğin insan sağlığı için yararı olmadığı konusunda uyarılarda bulundu.

Japon bilim insanlarının yaptığı açıklama ÇAY ile ilgili çok çarpıcı bir gerçeği ortaya çıkardı.

Çayın her türlü hazımsızlık, mide ağrısı, cilt kuruluğu ve öksürüğe iyi geldiği biliniyor. Çay, diş macunu gibi çok sayıda floroit içerir. Çaydaki tanik asitler dişdeki koruyucu etkiyi destekler, dişlerin üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturarak diş taşı oluşumun engeller.
Göz maskesi olarak kullanılırsa kanlanmaya ve ağırlaşmış göz kapaklarına iyi gelir. Demlenmiş çay suyunu evinizde ahşap temizleyici olarak kullanabilir, koyu renk mobilyalara uygulandığında çaydaki bileşenler eskimiş yüzeylere yepyeni bir parlaklık getirir. Ama Japon bilim insanlarının yaptığı bir açıklama çayla ilgili çok çarpıcı bir bilgiyi ortaya çıkardı. Siyah çay içerisindeki antioksidanlar özellikle ileri yaşlarda oluşan kemik zayıflaması önlüyor. https://www.yeniakit.com.tr/haber/japon-bilim-insanlari-ortaya-cikardi-gunde-20-fincan-cay-icerseniz-507660.html

Kanseri öldürmek için oruç tutun – Dr. Ender Saraç

Kanserin bol yağ ve bol şekeri sevdiğini ve bu sayede geliştiğini dile getiren Dr. Ender Saraç, kanserin öldürülmesi için oruç tutulmasını tavsiye etti.

Bursa Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubunun düzenlediği ‘Sağlıklı Yaşam’ konulu panel, Merinos AKKM Orhangazi Salonunda yapıldı. Panelin konuşmacısı Dr. Ender Saraç, kanserin tam ne olduğu ve nasıl oluştuğunun henüz bilinmediğini ifade etti. Kanserin bulunmuş radikal çaresi olmadığını dile getiren Saraç, kanser için risk faktörlerinden bahsetti. Obezitenin kanser riskini yüzde 25 ile 300 arasında arttırdığını söyleyen Saraç, bel civarı erkekte 94, kadında 88 santimetrenin üzerindeyse kanserin vücuda davet edildiğini dile getirdi.

“SİGARA KANSERE DAVETİYE ÇIKARIYOR”

Sigara içmenin de kansere davetiye çıkardığını hatırlatan Saraç, Amerika’da sigara tüketimi yüzde 30’a inmesine rağmen sigara üreticilerinin karının ise yüzde 8 arttığını, bunun ‘John kanser olmasın, sen kanser ol’ demek olduğuna dikkat çekti. Üstüne Amerika’ya para ödendiğini, kanser, kalp krizi, damar sertliği gibi hastalıkların parayla satın alındığını ve tedavi için aynı ülkeye tekrar para bağışlandığını belirten Saraç, “Ülkesini ve çevresini gerçekten seven kişi sigara içmez. Sigara içen birden fazla kanser çeşidinin riskini 5 misli artırıyor. İnsan niye para verip kanseri satın alır? Alkol özellikle kadınlarda meme kanserinin görülme riskini artırıyor. GDO’lu gıdalar da kanser riskini artırıyor. Her gün GDO’yu soya ve mısır şurubu bol bol alınıyor. Gofretler, kekler, hazır ürünler, asitli meşrubatlar yani neredeyse her üründe bulunuyorlar. Hayat satranç gibidir. Doğru manevra yapan sonunda şah mat der. Yapmayan ise şah mat olur. Öte yandan elektromanyetik kirlilikte kanser riskini artırıyor. Cep telefonlarına karşı değilim ve aktif kullanıyorum, ama kablolu kulaklıklarla açıp konuşuyorum. 2G’dan 3G’ye geçince 9 misli radyasyon arttı. Şimdi 4.5G’ye geçtik. Artık wifi alanında yaşıyoruz. Tüm faktörler üst üste gelince vücut ne kadar dayanacak?” dedi.

“SARIMSAK KANSER SAVAŞÇISI”

Kansere karşı koruyucu olan, kanserojen hücrelerin üremesini azaltan maddelerden de bahseden Saraç, siyah sarımsağın kanserle mücadele etkili olduğunu, en iyi sarımsağın Kastamonu Taşköprü’de yetiştiğini anlattı. Hafif sütte haşlanmış veya az yağda kavrulmuş beyaz sarımsağın da kansere karşı büyük savaşçı olduğunu aktaran Saraç, “Sarımsak limonla tüketilirse tesiri artar. Zerdeçalı ve köriyi ısrarla tavsiye ediyorum. Günde iki tatlı kaşığına yakın zerdeçal tüketilirse kansere karşı ciddi koruyuculuk olur. Zerdeçalın iyi emilmesi için de kaynaması gerekiyor. Zerdeçallı rezene çayını da tavsiye ediyorum. Zencefil ve biberiye de kansere karşı etkilidir. Kahverengi bitkilerden keçiboynuzu, tane karanfil, kakao, muşmula ve kahve çok güçlü antioksidandır. Kakaodan değil, fazla yağlı ve glikoz şuruplu çikolatadan korkun. Şekeri az, içinde Antep fıstığı ve fındık var ise çikolata yemek iyidir. Türk kahvesi şekersiz içilmelidir. Mor renkli ürünlerden karadut, vişne, mor üzüm, nar, böğürtlen kansere karşı koruyor. Üzüm suyu yerine zarı ve çekirdeğiyle beraber kendisini tüketin. Mor havuçtan yapılan şalgam son derece faydalıdır. Uzun sürede mayalananını bulup tüketin” diye konuştu.

“ÇİLEK VE KARPUZ KANSERİ ÖNLÜYOR”

Kırmızı ürünlerden ahududu, domates, kırmızıbiber, çilek, karpuzun da kanseri önlediğini anlatan Saraç, karpuz tüketiminin prostat kanserine karşı çok etkili olduğunu belirtti. Çilekte abartıldığı gibi hormon olmadığını aktaran Saraç, bol bol tüketilmesini istedi. Isıl işlem görmemiş, soğuk sıkma sızma zeytinyağının da tüketilmesini tavsiye eden Saraç, “Kansere karşı koruyucu tedavide içindeki doymamış yağ asitlerinden dolayı zeytinyağı ön plandadır. Her gün en az bir iki çorba kaşığı tüketmeliyiz. Yeşillerde brokoli, roka, tere, maydanoz, kuzukulağı, dere otu, Brüksel lahanası, turp, lahana, kara lahana kanserden koruyor. Karadeniz’in meşhur kara lahanasını dünya yeni keşfetti. Beyazlarda yoğurt, peynir, Hindistan cevizi ve beyaz turp kansere karşı koruyucu gıdalardır. Doğal yoğurtta kalsiyum protein ve probiyotik var. Tahin, pekmez, boza, kombo çayı ve bazı mantar türleri kansere karşı koruyucudur. Sarılarda limon bin bir derde devadır. Tarçın da tedavide önemlidir” dedi.

“KANSERİ ÖLDÜRMEK İÇİN ORUÇ TUTUN”

Kanserin bol yağ ve bol şekeri sevdiğini ve bu sayede geliştiğini dile getiren Saraç, kanserin öldürülmesi için oruç tutulmasını tavsiye etti. Oruç tutulup yağ ve şeker kesildiğinde ilk kanser hücrelerinin öldüğünü belirten Saraç, şunları söyledi:
“Aşırı yemek ve beslenmek, arsız, Saldırgan ve anarşist hücre olan kanser hücresini besliyor. Ara ara oruç tutmakta ve hacamat yaptırmakta fayda var. Mümkün olduğunca doğaldan beslenen ve serbest gezen tavuklar tüketin. Kansere karşı protein için et tüketilmeli ama işlenmiş et yemeyin. Mangal yaparken etleri ateşe 15 santimden fazla yaklaştırmayın. Yoksa karbonmonoksit ete yapışır ve direk kanserojen etki yapar. Eti yakmadan yiyin. Kekik ve zahteri kanserle mücadele için tüketmeli. Hindiba grubu da önemlidir. Alüminyumlu deodorant, tencere, gereksiz bazı aşılar da alüminyumu arıtıyor. Özellikle dövme yaptırdıktan iki üç sene sonra kurşun ve civa lenf yoluyla kana karışıyor. Senede iki kere hacamat yaptırmak bu yüzden önemlidir. Mutlaka C, D ve B12 vitamini, omega3, selenyum alınmalı. Aşırı tuz tüketimi de kanser riskini artırıyor”

“STRESLE BAŞA ÇIKMAK KANSERLE MÜCADELEDE ÖNEMLİ”

Stresle başa çıkmanın da kanserle mücadele de önemli olduğunu vurgulayan Saraç, sağlıklı beslenmeye ve yaşamaya rağmen mutsuzluğun ve stresle başa çıkamamanın iyi hücre üretilmesine engel olduğunu anlattı. Mutlu olarak ve pozitif enerjiyle iyi hücrelerin üretilebildiğini söyleyen Saraç, beden ile ruhun uyumlu olması, ikisine de iyi bakılması gerektiğini dile getirdi.

BEYAZ EKMEKLERİ SOFRANIZDAN KALDIRALIM
Başbakan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası münasebetiyle düzenlenen toplantıda “Artık şu beyaz ekmekleri sofralarımızdan kaldıralım” demiş. Bu haberi okuyunca gerçekten sevindim.

  • Son yıllardaki ekmek israfı genel bir afet ve felaket halini almıştır. Günde beş milyon ekmeğin çöpe atıldığı söyleniyor. Bu, gerçekten büyük bir hıyanet, nankörlük ve alçaklıktır. Devletçe, milletçe bu israfı önlemeye çalışmalıyız.
  • Beyaz ekmek tüketme konusuna gelince: Senelerden beri yazıyorum, “Devamlı beyaz ekmek tüketenler uzun vâdeli intihar etmiş olurlar.” Ekmek, Allah’ın insanlara en büyük nimeti olup kepeğiyle birlikte tüketilmelidir. Buğdayın ve diğer tahıl maddelerinin en değerli tarafı kepekleridir. Kepeği eleyip hayvanlara yedirmek en hafif tabirle beyinsizliktir.
  • Asr-ı Saadet’te Resulullah Efendimiz’in zamanında (Salat ve selam olsun ona) Mekke ve Medine’de, Arabistan’da elek yoktu. Arpa ve buğday unu elenmeden pişirilip tüketilirdi. Unu elemek sağlığa çok zararlı bir bid’attır.
  • Sayın Başbakan Türkiye halkına kepekli, esmer, şifalı ekmek yedirebilirse birkaç sene içinde hasta sayısı ve ilaç tüketimi yarıya inecektir. Söylemeye hacet yok, kepekli ekmek tüketiminin yanında sağlıkla ilgili kurallara da riayet edilmesi gerekir.
  • Gıda ve içecek sanayiinde aşırı miktarda kimyevî madde, kimyevî aroma, kimyevî sentetik boya, koruyucu madde kullanmaktadır. Bunları tüketen halkın hastalanmaması mümkün değildir.
  • Başbakanın beyaz ekmeği sofralarımızdan kaldıralım sözü özel hastanelerin, ilaç sanayinin işine gelmez, çünkü müşterileri, hastaları yarıya inecektir.
  • İslam görgü ve terbiyesine sahip eski Osmanlılar sokakta bir ekmek parçası gördükleri zaman eğilip alırlar, kuşların veya böceklerin yemesi için bir duvarın üstüne, bir kenara bırakırlardı. Ekmeğin kutsallığı vardı. Hatta hâlâ halk arasında “Yalan söylüyorsam ekmek çarpsın” diyenler vardır.
  • Allahü Teala Hazretleri kullarına ikram ettiği nimetlerin hor görülmesinden, ayakaltına düşmesinden razı olmaz.
  • Çocukluğumda 1945’e kadar büyük şehirlerde ekmek karneyle veriliyordu. Bir dilim değil, yarım dilim değil, bir lokma ekmeğin büyük kıymeti vardı. 1940’la 45 arasında İstanbul’da lokantaya gittiniz, yanınızda ekmek karnesi yoksa yemek yiyemezdiniz. İstanbul’a taşradan tren ve vapurla gelenler resmî makamlara müracaat ederek ekmek karnesi alırlardı. O darlıktan Cenab-ı Hakk bizi bugünkü bolluğa getirdi ve içimizdeki nankörler ve beyinsizler günde beş milyon ekmeği çöpe atıyorlar.
  • Eski Müslümanlar sokaklarda yazılı veya yazısız kâğıt gördükleri zaman onu da hürmetle alırlar, bir kenara koyarlardı. Çünkü eskiden kâğıtlara genellikle faydalı şeyler yazılır ve basılırdı. Zamanımızda her yer kâğıt, gazete, dergi dolu ve bunların yüzde doksan sekizi zararlı, faydasız, çirkin yazı ve resimlerle kirletilmiş…

Kadırga’da zaman zaman gittiğim İmren Lokantası’nda anlattılar, yemek yemeye gelen Alman turistler ekmek konusunda çok dikkatli hareket ediyorlarmış. Ekmek dilimini ikiye ayırırken, yemek tabağının üzerinde ayırıyorlarmış, kırıntılar içine düşsün diye. Lokantacı anlattı, Mağrip’ten bir grup Müslüman gelip yemek yemiş, ekmeklerin kabuklarını yemişler, içlerini masaya yığıp bırakmışlar. İsraf, vicdansızlık.

Ekmek azizdir (nan-ı aziz). Ekmeğe saygı gösteren, ekmeği nimet bilen, ekmek için şükreden, ekmek nimetine nankörlük etmeyen, ekmeği israf etmeyen aziz olur. Ekmeği tahkir eden, alçaktır, vakt-i merhunu gelince rezil, zelil ve sefil olur.

Müslümanlık sadece abdest alıp namaz kılmakla bitmez. Müslüman olgun, akıllı, bilge, vicdanlı, insaflı, adil, nimetlere şükreden, her türlü azgınlıktan uzak duran, mütevazı, kanaatli, ince ruhlu, kibar, nazik, merhametli ve daha birçok haslete sahip insan demektir. Ekmeğe saygı göstermek, onu tahkir etmemek de bu hasletle ve faziletler cümlesindendir.

Bir takım beyinsizler akıllarınca perhiz yapıyoruz diyerek ekmek yememekte, gerekenden fazla yemek tüketmektedir. Bu da bir dengesizliktir. Sağlıklı olmak isteyen kimse dengeli beslenir, şifalı ve zindelik verici kepekli ekmeği sofrasından eksik etmez. Zayıflamak isteyenler az yemeğin yanında çok kepekli, tabiî ekmek yesinler.

Çok gelirleri de olsa bereketsiz, uğursuz, meymenetsiz bir hayat sürmek isteyenler bayat ekmekleri çöpe atsınlar… İki yakaları bir araya gelmez. Yerler, doymazlar. Çok kazanırlar, kazançları bereketli olmaz. Ekmeğe yaptıkları hıyanet yüzünden …

Mehmet Şevket Eygi / Milli Gazete

GDO’LU BUĞDAY DÜNYAYA YAYILDI, HASTALIKLAR PATLADI
DİYABET KANSERDEN DAHA TEHLİKELİ BOYUTTA
“30 YIL SONRA TÜM TÜRKİYE DİYABET OLACAK”
“BESİNİNİZ İLACINIZ, İLACINIZ BESİNİNİZ OLSUN”
Dr. Aktaş: Diyabet, çölyak, kanser, romatizma, grip, astım, troid, kemik erimesi, böbrek, prostat hastalıkları, sedef, egzama, selülit ve daha birçok hastalığın ilaçsız tedavisi mümkün.
http://www.ntv.com.tr/saglik/dr-umit-aktas-gdolu-ekmekle-sagligimizi-bozdular%2c9Xo5c5vcFk-5hM8kfZF5sQ#

Savunma (bağışıklık) Sistemi Bir ülkenin ayakta kalabilmesi için düzenli bir orduya sahip olması şarttır. İnsanların da her yerde düşmanları vardır, ama göremeyiz, bunlar mikroplardır. Bizi bunlara karşı bedenimizin savunma sistemi korur. Allah celle celelühü insanlara acizliğini hatırlatmak için hastalıkları ve her hastalığın devasını yaratmıştır.

Paylaş