Rahman (çok acıyıcı) ve rahim (son derece esirgeyici) olan Allah’ın (Celle Celâluhu) ismi(şerifi)yle (teberrük ederek, bereketlenerek) başlarım.
BESMELE İZAHAT (tefsiri)
Surelerin başındaki besmelenin ayet olduğunda ittifak (görüş birliği) vardır. Ancak başında bulunduğu surelerden, bir ayet olup olmadığı hususunda ihtilaf (görüş ayrılığı) vardır, şöyle ki; Hanefîlere göre Besmele müstakil (başlı başına) bir ayet olup surelerin arasını ayırmak için bir kere indirilmiş ve her surenin başında tekrarlanmıştır. O surelerden bir ayet değildir, Şafiîlere göre ise, her surenin başındaki Besmele o surenin ayetidir ve 114 sureyle beraber 114 kere inmiştir. Nitekim Nesefî tefsirinde zikredildiğine göre, Medine, Basra ve Şam, kurrası (Kıraat alimleri) ve fukahası, (fıkıh alimleri) Besmelenin ne Fatihadan, ne de diğer surelerden ayet olmadığına ittifak etmişler (birleşmişler) dir. Neml suresinin otuzuncu ayet-i kerimesindeki Besmele müstesna, zira oradaki besmele o sureden bir ayettir. Ancak surelerin başlarındaki Besmele-i şerifeler, sureleri birbirinden ayırsın ve kendileriyle başlanarak teberrük edilsin (bereketlenilsin) diye yazılmıştır. İmam-ı Azam efendimiz ve ona uyanların mezhebi budur. (Rahimehumullah) bundan dolayıdır ki, onlara göre namazda. Besmele cehrî (sesle) okunmaz. Mekke ve Küfe kurrası ise, Besmelenin Fatihadan ve her sureden ayet olduğu görüşü üzeredirler, îmam-ı Şafiî ve ashabı da(Rahimehumullah) bu görüş üzeredirler, bunun içindir ki, onlar namazda Besmeleyi cehrî (sesli) okurlar. Onlar bu hususta şöyle delil getirmişlerdir. Kuran-ı Azimü’ş-şan’ın kendisinden olmayan şeylerden tecrit edilmesi (soyulması) emir olunduğu halde, Selef-i Salibin (geçmiş büyükler) Mushaf’ta Besmeleyi sabit kıldılar (yazdılar). Böylece Besmelenin Kurandan olduğu anlaşılmıştır. İbn-i Abbas (Radıyallahu Anhuman)ın da: “Besmeleyi terk eden Allah-u Teala nın kitabından 114 ayeti terk etmiş olur.” buyurduğu rivayet edilmiştir. Biz Hanefîler içinse, Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) den rivayet edilen şu hadis-i şerif delil olmaktadır. Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) nin “ben Peygamber (Efendimiz Sallallâhu Aleyhi ve sellem) in şöyle buyurduğunu işittim.” dediği rivayet edilmiştir: “Allah-u Teala Hazretleri buyurdu ki, ben namazı (Fatihayı) kendimle, kulum arasında ikiye böldüm,kulum için istediği vardır. Kul: “elhamdülillâhi rabbilâlemîn” dediği zaman, Allah-u Teala, kulum bana hamdetti (beni medhetti) buyurur. Kul: “errahmânirrahîm” dediği zaman, (Allah-u Teala) kulum bana sena etti (beni övdü) buyurur. Kul: “mâlikiyevmiddîn” dediği zaman, (Allah-u Teala) kulum bana tazim etti (beni büyük tuttu) diğer bir kere de: Kulum işini bana havale etti buyurur. Kul: “iyyâke ne’büdü ve iyyâke nesteîn” dediğinde, (Allah-u Teala) bu, benimle kulum arasındadır, kulum için istediği vardır, buyurur. Kul: “ihdines sırâdal müstegîme sırâdallezîne enamte aleyhim ğayril meğdûbi aleyhim veleddâllîn” dediğinde, (Allah-u Teala Hazretleri), bu kulum içindir ve kulum için istediği vardır.” buyurur. (müslim, salât:38,40 Ebu Davud, Salat:132, Nesef, iftitah:23. İbn-i Mace. Âdab:52) Bu hadis-i şerifte, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in Fatiha-i şerife ye “elhamdü” ile başlaması, Besmele’nin Fatiha’dan bir ayet olmadığına delildir. Fatihadan olmayınca icmaen (ulemanın söz birliğiyle) diğer surelerden de olmaz. Şafiilerin zikrettiği deliller ise, bize zarar vermez zira bize göre Besmele-i şerife, surelerin arasını ayırmak için indirilen müstakil (başlı başına) bir ayettir. Fahru’l-îslam Mebsut’ta böyle zikretmiştir. (Tafsilat için bak. Tefsir-i Nesefi, 1/3, ayrıca Tefsir-i Kurtubî:1192-95) “Allah” ismi şerifi: Cenab-ı Hakkın Zatını, sıfatlarını, fiillerini cami olan (içine alan, hepsini birden ifade eden) “Lafza-i Celal” dir. Bütün kemal (yüksek) sıfatlar ondadır. Hak ve batıl mabut (tapınılan şey) lere itlak edilen (kullanılan) ve cemilenen “Tanrı” kelimesi “Allah” lafzının yerini tutamaz. Çünkü Allah lafzı cemilenmez (çoğaltılmaz), zira “Allah’a mahsus bir isimdir.” (Celle Celâluhu) birdir, tesniyesi, cemisi (hiç bir türlü çoğulu) yoktur. Burada yeri gelmişken, Besmele-i şerife hakkında geçen bazı hadis-i şerifleri ve büyüklerin sözlerini beyana çalışalım : İbn-i Ömer (Radıyallahu Anhuma) den rivayet edilmiştir ki, Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Cibril-i Emin bana vahiy getirdiği zaman ilk Olarak “Bismillâhirrahmânirrahîm” derdi.” (Darekudnî:11305 No:13) İbn-i Abbas’ın (Radıyallahu Anhuma) şöyle dediği rivayet edilmiştir : “Müslümanlar (asr-ı saadette bulunan sahabe-i kiram) Besmele inmeden bir surenin bittiğini bilmezlerdi Besmele-i şerife indiği zaman (surelerin arasını ayırdığı için bir surenin bittiğini ve diğer surenin başladığını) anlardılar.” (Hakim, el-Mustedrek1/232) İbn-i Abbas (Radıyallahu Anhuma) dan rivayet edilmiştir ki, Hazreti Osman (Radıyallahu Anh), Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Besmele den sordu.RESÛLULLAH (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) de şöyle buyurdular : “O (Besmele) Allah (-u Teala’n) ın isimlerinden bir isimdir. Onunla Allah’ın en büyük ismi (ism-i A’zam) arasında ancak, gözün siyahı ile beyazı arasındaki kadar yakınlık vardır.” Yani o kadar yakındırlar.” (Hakim, el-Mustedrek:1/552) İbn-i Abbas (Radıyallahu Anhuma)ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Allah’ın en büyük ismi “ALLAH” ismi şerifidir.” (Suyutî, D. Mensur:1/23) Cabir ibn-i Abdullah’tan (Radıyallahu Anh) rivayet edildi ki: “Besmele-i şerife inince bulut şarka (doğuya) kaçtı, rüzgar sakin oldu (dindi), deniz dalgalandı, bütün hayvanlar kulak verdiler. Şeytanlara da semadan taşlar yağdı. Ve Allah (-u Teala) Besmele-i Şerife hangi şey üzerine okunursa muhakkak o şeyde bereket yaratacağına dair İzzet ve Celal’ine (ululuğuna ve büyüklüğüne) yemin etti.” (Suyutî, DMensur: 1/26) İbn-i Mesut (Radıyallahu Anh) un şöyle buyurduğu rivayet edildi: “Her kim, Allah-u Teala’nın on dokuz zebaniden kendisini kurtarmasını istiyorsa. Besmele okusun ki, Allah-u Teala onun için Besmelenin her bir harfinden on dokuz meleğin her birine karşı bir kalkan yapsın.” (Suyutî, DMensur: 1/26) İbn-i Abbas (Radıyallahu Anhuman) ın merfu’an (Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve sellem e isnat ederek) şöyle dediği rivayet edilmiştir : “Şüphesiz bir muallim (hoca) bir sabiye (küçük çocuğa): “Besmele oku.” dediği zaman, o hocaya da, çocuğa da, onun anne ve babasına da, cehennemden beraat (kurtuluş) yazılır.” (Suyutî, DMensur: 1/26) Hazreti Ali (Radıyallahu Anh) den rivayet edilmiştir ki o, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) e isnat ederek) şöyle buyurdu : “Bir tehlikeye düştüğünde: “Bismillâhirrahmânirrahîm lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm” de. Zira bunun sebebiyle Allah (-u Teala), dilediği çeşit-çeşit belaları geri çevirir.” (Suyuti, DMensur: 1/26) Safvan ibn-i Selim’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir : “Cinler insanların eşya ve elbisesini kullanırlar. Sizden hanginiz bir elbise alır veya koyarsa Besmele çeksin zira Allah’ın ismi mühürdür. ” (Suyuti, DMensur: 1/26) Hazreti Aişe (.Radıyallahu Anha) nin şöyle buyurduğu rivayet edildi : “Besmele-i şerif e inince dağlar inim-inim inledi. O kadar ki, Mekke ehli dağların uğultusunu duydular ve: “Muhammet (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)dağları da büyüledi.” dediler. Bundan dolayı Allah (-u Teala) bir duman gönderdi tâ ki, Mekke ehlinin başına çöktü. Bunun üzerine Resulullah(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim yakînen (şüphesiz) inanarak Besmele-i şerifeyi okursa, dağlar onunla beraber tesbih eder. Ancak dağların bu tesbihi duyulmaz.” (Suyutî, DMensur. 1/26) İbn-i Mesut (Radıyallahu Anh) dan rivayet edildiğine göre, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Her kim Besmele-i Şerif i okursa, onun için her harfine karşılık dört bin sevap yazılır, dört bin günahı silinir, ve kendisi dört bin derece yükseltilir.” (Suyutî, d. Mensur 1/26) Ömer îbn-i Abdülaziz’den rivayet edildi ki, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yerde duran bir kitaba (kağıda) rastladı, yanındaki delikanlıya “Bu kağıtta ne var ?” diye sordu. O da: “ALLAH ismi var.” dedi. Bunun üzerine Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Bunu yapana Allah lanet etsin! Allah’ın ismini ancak (yakışan) yerine koyun.” buyurdu. (Ebu Davud) Hazreti Enes (Radıyallahu Anh) den merfuan, (Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem) e isnat edilerek) şöyle rivayet edilmiştir : “Her kim, kendisinde besmele bulunan bir kağıdı çiğnenmesin diye, tazimden (hürmetle) yerden kaldırırsa.Allah’ın indinde sıddîkler (en doğru kullar) dan yazılır. Ve anne-babası kafir de olsalar azapları hafifletilir.” (Suyuti,D Mensur-1/29)
RUHU ‘L – FURKAN